Turçep: Halk Senaryoyu çöpe Attı,
2 Haziran’daki keşif günü halkın madene karşı kararlı tutumu sonrası maden şirketinin projeden vaz geçerek tüm hisselerini sattığını açıklayan TURÇEP, “Ortada maden şirketi kalmadığına göre, şirketin
Yayınlanma :
20 Temmuz 2015 13:24
Güncelleme
: 20 Temmuz 2015 13:24


2 Haziran’daki keşif günü halkın madene karşı kararlı tutumu sonrası maden şirketinin projeden vaz geçerek tüm hisselerini sattığını açıklayan TURÇEP, “Ortada maden şirketi kalmadığına göre, şirketin aldığı ÇED raporu ve işletme ruhsatı da hükmünü kaybetmiştir. Bu durumda Çaldağı’ndaki madencilik projesi iptal edilmelidir” dedi. Halk bütün madencilik senaryolarını çöpe attı Basına bir açıklama yapan TURÇEP, Çaldağı’ndaki VTG Madencilik Şirketi’nin elinde kalan son hisseleri de satarak madencilik projesinden çekildiğini açıkladı. TURÇEP’in açıklamasına göre; 2 Haziran’daki keşif günü halkın madene karşı kararlı tutumu sonrası projeden tamamen umudunu kesen maden şirketi, 2. ÇED davası ile ilgili mahkeme sonucunu beklemeden projeden vaz geçti ve elindeki son hisseleri de İsviçreli Sable Capital adlı bir şirkete satarak projeden ayrıldı. TURÇEP’in konu ile ilgili basına yaptığı açıklama ise şöyle: Bu madencilik projesi iptal edilmelidir 2 Haziran’daki keşif günü Turgutlu halkının madene karşı kararlı tutumu ve madenin mutlaka kapatılmasını istemesi sonucu, Çaldağı’ndaki madencilik projesinin halk tarafından tüm senaryosuyla birlikte çöpe atıldığı görülmektedir. Durumu sezinleyen maden şirketi, mahkeme sonucunu bile beklemeden elindeki son hisseleri İsviçre’den Sable Capital adlı bir nakliyat şirketine satarak projeden de böylece çekilmiştir. Bu durumda bu maden şirketi tarafından alınan ÇED raporunun da bir anlamı, geçerliliği ve hükmü kalmamıştır. 2. ÇED raporu ile ilgili davayı görüşen mahkeme heyeti ve bilirkişilerin vereceği kararda bu durumu göz önüne alacağına inanıyoruz. Bu sonuca göre Çaldağı’ndaki madencilik projesinin de artık iptal edilmesi gerekmektedir. Halka büyük teşekkür Böylece Turgutlu halkı yıllardır vahşi madenciliğe karşı verdiği onurlu yaşam savaşında bir kez daha büyük bir başarıya imza atmış, dünyanın en bereketli topraklarını sülfürik asitle cehenneme çevirecek olan bütün madencilik senaryolarını çöpe atmıştır. Hem geleceğine, hem de topraklarına sahip çıkarak bu maden şirketini de kovan saygıdeğer Turgutlu halkına sonsuz teşekkür ediyoruz. Vahşi madenciliğe karşı mücadelesinde yıllardır gösterdiği birlik ve dayanışma anlayışı ile örnek olan halkımız, ayrıca bu onurlu mücadelesi ile Turgutlu’yu ülkemizde adeta “yurtseverlik” ve “doğaseverlik” sembolü haline de getirmiştir. Turgutlu halkı; yıllardır verdiği kararlı mücadelesi, örnek birlik ve dayanışması ile karşısına çıkan tüm maden şirketlerini birer birer eritip, parçalayarak yok etmiştir. Madenin bıraktığı pislik ve posalar kaldırılsın Yıllardan beri kılıktan kılığa girerek, önce isim değiştiren, sonra kimlik değiştiren, en son da ÇED raporunu değiştirerek çeşitli senaryolar ve yalanlarla halkımızı kandırmaya çalışanlar, Turgutlu halkının dev gibi direnişi karşısında elinde kalan son hisseleri de İsviçre’nin Sable Capital şirketine satarak apar topar kaçmaya hazırlanıyor. Peki deneme çalışmaları adı altında yıllardır yaptıkları çevre tahribatı, etrafa yaydıkları kirli atıklar, pislikler ve posaları kim temizleyecek? Bu konuda gerekli yerler ve ilgililere yazacağımız dilekçelerle maden şirketi tarafından yaratılan tüm bu posalarla kirli atıkların temizlenerek, açtıkları cehennem çukurlarının kapatılması için gereğinin yapılmasını isteyeceğiz. Son perde henüz kapanmadı, yeni senaryolara da geçit vermeyeceğiz Halkımızı yine de uyanık kalmaya davet ediyoruz. Son perde henüz kapanmadı. Şu anda ortada maden şirketi diye bir şirket kalmadı, ama bu madencilik projesinin arkasındakiler “yenilen pehlivan güreşe doymaz” misali şanslarını yeni oyunlar ve senaryolarla yine denemeye çalışacaklardır. Bu madencilik projesinin asıl sahibi İngiliz European Nickel şirketidir. Önce Çaldağı’nı projelerinin “amiral gemisi” ilan eden şirket temsilcileri halkın kararlı mücadelesini aşamayınca, sonrasında şirketi Türkleştirme taktiğine başvurarak bir taşeron Türk şirketi ile anlaştı. Aynı projeyi bir Türk firma olarak sürdürmek üzere tesisleri ve şirketi devralan VTG Madencilik şirketi de halkımızın kararlı mücadelesi sonucu dayanamayarak eriyip paramparça oldu. Önce geçtiğimiz yıl şirketin yüzde 50.01’lik hissesini bir inşaat şirketine devreden maden şirketi, 2 Haziran’daki keşif günü yaşlısı ve genci ile, kadını ve erkeği, çiftçisi, köylüsü, memuru ile tüm siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve meslek odaları ile Turgutlu halkının kararlı direnişi karşısında daha fazla dayanamayacağını anlayınca elinde kalan yüzde 49.09’luk son hisseyi İsviçre’den bir nakliyat şirketine satarak projeden vaz geçti. Böylece ortada maden şirketi diye bir şey kalmadı, mevcut şirket şu anda bir inşaat ve nakliyat şirketi görünümüne dönüştü. Yıllardır European Nickel, Bosphorus, Sardes ve son olarak VTG Madencilik gibi maden şirketlerine karşı dünyanın en bereketli topraklarını savunma mücadelesi veren Turgutlu halkı, inşaat ve nakliyat şirketi görünümü altında madencilik faaliyeti yapılmasına da elbette izin vermeyecek, başka senaryolara da geçit vermeyecektir. Bu bakımdan şimdi maden şirketinin hisselerini elinde bulunduran NATA İnşaat Şirketi ile İsviçreli Sable Capital AG şirketini de yakından takip edeceğiz. Sermaye gruplarının değil, toplumun çıkarını kollayan iktidar Turgutlu halkı, yıllardır vahşi madenciliğe karşı verdiği onurlu yaşam mücadelesi ile “madencilik” adı altında dünyanın en bereketli topraklarını yok edecek bir senaryoyu tümüyle çöpe atarak, topluma da bir mesaj vermiştir: Toprağın üstünün altından daha değerli olduğu, verimli tarım topraklarının yine tarım amaçlı kullanılması gerektiği, sermaye gruplarının çıkarının değil toplumun ortak çıkarlarının korunup savunulması. 7 Haziran’daki seçim sonucu ile de Türkiye halkı sermaye gruplarının değil, halkın çıkarını kollayan bir siyasi iktidar ve siyaset anlayışı istediğini ortaya koymuştur. Bu nedenle koalisyon kurma çalışmalarının hala devam ettiği Meclis’e ileriki günlerde TURÇEP olarak bir heyet göndererek, Çaldağı için verilen ÇED raporunun ve madencilik projesinin iptal edilmesini, mevcut madencilik yasasının kamu yararına değiştirilmesini talep edeceğiz. Dünyanın en bereketli toprakları olan Gediz havzası ve Manisa ovasının bu tür madencilik faaliyetlerine kapalı tutularak tarım amaçlı korunmasını isteyeceğiz. Ayrıca “Manisa ve Gediz Havzası Çevre Bildirgesi”ni de açıklayarak, konuyla ilgili görüşlerimizi basın ve kamuoyuyla paylaşmayı planlıyoruz.