“kendinizi Asla Kullandırmayın!...”

Ege Üniversitesi’nde gazeteci adayları ile bir araya gelen İZMİR YARGI ve Güvenlik Muhabirleri Derneği Başkanı Mehmet İnmez “Gazeteci  haberin kaynağını  açıklamak zorunda değildir. Eğer söylerseniz karşı tarafı açık edersiniz ve bir daha haber alamazsınız. Birçok haberden mahrum olursunuz’’ diye konuştu. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi  Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı’nın  “Polis-Adliye Muhabirliği” dersine    Habertürk Gazetesi’nin deneyimli  Polis-Adliye Muhabiri Mehmet İnmez konuk oldu. Yaşanan polisiye olaylardan örnekler veren İnmez ,gazeteci adaylarına hiçbir zaman haberin kaynağını açıklamamalarını tavsiye etti. “BİR FOTOĞRAF KARESİ HER ŞEYİ DEĞİŞTİREBİLİR” Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı gazetede kullanılacak fotoğrafın etkisini “Bir fotoğrafın etki payı yüzde 50’nin üzerine çıkıyorsa o fotoğrafı kullanmak zorundasınız. Fotoğrafın payı yüzde 80’nin üzerinde ise eğer fotoğraf yoksa haberi koymanızın bir anlamı yok. Fotoğrafı yorumlayabiliyorsanız ,fotoğraf amacına ulaşır. Polis adliye muhabirliğinde fotoğraf içinde insan olması çok önemlidir. İnsan unsuru yoksa haberinizi iyi taşıyamamışsınızdır. İnsan hayatının değeri hiçbir zaman maliyetle ölçülemez. Gazeteciler toplumdaki aksaklıkları gidermesini sağlayan bir güçtür” dedi. Aylan bebek örneğini hatırlatan İnmez,  “Bir fotoğraf karesi her şeyi değiştirebiliyor. Aylan bebeğin görüntüsü Dünya’yı ayağa kaldırdı. Tüm mültecilere Avrupa’nın kapılarını açtı. Bodrum’da sabaha kadar telsizi dinleyen gazeteci bir görüntüyü çekti. Bir fotoğraf karesi bir insanın, gazetecinin hayatını kurtarabilir” diye konuştu. “GAZETECİ OLAY YERİNE GİREMEZ, DELİLİ TUTAMAZ” İnmez, “Olay 20 yıl falan oldu. Bir magazin muhabiriyle  bir başka muhabir beraber gece habere gittiler. Kadifekale’de çekilen bir fotoğraf karesinde  molotof  atıldığı için yerde cam kırıkları vardı. Polis muhabiri diyor ki diğer muhabire ‘şunu göster de ben fotoğrafını çekeyim’. Patlamış şişeyi çekiyor ancak fotoğraf gazetede yayınlanmıyor.Şişeyi tutan gazeteci yıllar sonra pasaport almak için başvuruda bulunuyor. Parmak izi şişenin üzerinde çıktığı için molotofu atan kişi olarak gazeteci gözaltına alındı. Gazeteci olay yerine giremez, delili tutamaz. Gözaltına alınan gazeteci bir gün cezaevinde yattı. Ertesi gün arşivinden fotoğrafını buldum. Savcıya götürdüm. Eğer ki o fotoğraf gazetemin arşivinden çıkmasaydı hapis yatardı” dedi. CEZA ALDIK Hukuki yaptırımlardan bahseden İnmez,  “Hepimizin telsizleri vardır olay yerine polis gibi gideriz. Birinin evine gidiyoruz eğer evimden bir şey çalındı derse yandın. Konut dokunulmazlığından 3 bin lira cezası var. Çöp ev gibi bir yere girdik. Polis savcı, kaymakam, doktor  girdik. Adam, benim evime girdiler diye dava açtı.3 yıl boyunca yargılandık ve ceza aldık. Giremezseniz. Doktor da girdi ceza aldı. Diğer zabıta memuru da ceza aldı. Konut dokunulmazlığından ceza aldık” dedi. HER ŞEYİN BAŞI ŞÜPHE Polis-adliye muhabirliğinde en önemli şeyin şüphe olduğunu belirten Mehmet İnmez, “Polis adliye muhabirliği yapmak istiyorsanız çok iyi diyaloglarınız olmalı ve güven vermelisiniz. Haberler oradan çıkıyor. O kişiye de güvenmeniz lazım. O belgenin doğruluğuna inanmalısınız. Belgeler sahte çıkabilir. İzmir casusluk davası buna örnektir. Hepsi yargılandı beraat etti. Hepimiz yazdık. Askeri kıyafet giyen bir kadın vardı. Biraz güzel olduğu için birinci sayfalarda çıktı ve beraat etti. Şimdi hepimizi dava ediyor . Niye? Savcı, dava açmış. Dava bitmeden biz yıllarca yargıladık elimizde belgeler vardı.357 sanıklı bir davaydı. Diyelim ki avukatlarla polislerle çok güçlü bağınız olmalı ama kendinizi asla kullandırmayın. Eğer sizi kullanmaya çalışırsa sadece kendi işine yarayan belgeleri verir kullandırır. Telefonla gelen haberler de var ama kuşkuludur çünkü seni kullanmak isteyen veya taraflı haberdir” diye konuştu. İZMİR(Ege Ajans)