Kalp Krizi Nedir?
Egeumut Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uzm
Yayınlanma :
21 Ekim 2015 20:31
Güncelleme
: 21 Ekim 2015 20:31


Egeumut Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Mahmut Acar, Kalp Krizi ile ilgili olarak gazetemize bilgilendirici açıklamalarda bulundu. Acar açıklamasında; "Kalbin yeteri kadar oksijen alamayarak ölmesine kalp krizi (miyokard enfarktüsü) denir. Kalbimiz günlük yaptığımız işe göre bazen daha fazla bazen daha az oksijene ihtiyaç duyar. Oksijeni kalbin kendi damarları yani koroner damarları getirirler. Eğer koroner damarlarda bir tıkanıklık veya daralma söz konusu ise kalp yeteri kadar oksijen alamaz, beslenemez. Beslenemeyen kalp dokusu ölür, işlevini yitirir ve kanı pompalayamaz hale gelir. Sonuç olarak ölümcül bir tablo olan kalp krizi ortaya çıkar. Kalp krizi geçirmiş kimselerde ölen dokunun yerine yenisi gelmez. İşlevsiz bir yara tabakası oluşur. Yani kalp krizinin verdiği hasar geridönüşü olmayan bir hasardır. Kalp krizine neden olan koroner damar tıkanıklığının en önemli sebebi “atheroskleroz”dur. Atheroskleroz, damarlarının içine yağ birikintilerinin oturması demektir. Sigara içenlerde ve kolesterolü yüksek kimselerde bu birikintiler sinsice büyürler ve zamanla koroner damarı tamamen tıkarlar. Sonuçta kalbin beslenmesi bozulur ve kalp krizi meydana gelir. Gizli Kalp Hastalığı Nedir? Gizli kalp hastalığı, tıp dilinde sessiz iskemi olarak ifade ediliyor. Kalp kasını besleyen koroner damarlar-dan, kan akımının farkedilir derecede azalmasına neden olacak şekilde darlık olduğun-da, kişide çoğunlukla efor esnasında göğüste ağrı, sıkışma, yanma, nefes darlığı gibi şikayetler oluyor. Sessiz iskemide ise koroner damarlarda önemli derecede darlık olmasına rağmen kişi efor veya istirahatte herhangi bir rahatsızlık hissetmiyor. Bu hastalığa ‘gizli kalp hastalığı’ veya ’sessiz iskemi’ denilmesinin nedeni ise hiçbir şikayete neden olmaması, hastayı doktora yönlendirecek bir belirti vermemesi. Sessiz iskemi, şeker hastalığı olanlarda, kadınlarda ve 65 yaş üzerindeki her iki cinste daha sık görülme eğilimindedir. Koroner yetmezliği adı verilen damar sertliğine bağlı, kalp kasını besleyen damarlarda daralmayla seyreden hastalığın özel bir formu olduğundan bu hastalığa ait risk faktörleri sessiz iskemi için de geçerlidir. Ailede birinci derecede erkek yakınlarda (baba, erkek kardeş) 55 yaşından önce, kadın yakınlarda (anne, kız kardeş) 65 yaşından önce koroner kalp hastalığı ortaya çıkmış ise o kişide bu hastalığın oluşma riski artar. Sessizce ilerleyen ‘gizli kalp hastalığı’ şeker hastalarında ve ailesinde kalp rahatsızlığı olanlarda daha sık görülüyor. Gizli Kalp Hastalığı Nasıl Tespit Edilir? Efor testi ile gizli kalp hastalığı tespit edilebilir, ritmholteri (yirmidört saat-lik EKG kaydı), stres ekokardiyografi ve çok kesitli bilgisayar-lıtomografi gibi riski az olan tetkikler-den yararlanılır. Bu tetkikler hastalık varlığı şüphesi doğurursa koroner anjiyografi gibi ileri tetkiklerle tanı kesinleştirilir. Yapılan tetkikler sonucu -sessiz iskemi- tanısı konan hastalarda şeker hastalığı varsa kan şekerinin kontrol edilmesi, tansiyon ve kolesterol yüksekliğinin etkin tedavisi, fazla kilo varsa azaltmaya yönelik tedbirler alınması ve önerilen ilaçların düzenli kullanılması önemlidir Kalp Krizinin Belirtileri Nelerdir? Göğüste tam yeri belli olmayan sıkışma hissi veren bir ağrı olur. Bu ağrı sol kola ve çeneye doğru yayılır Ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalır, fakat geçmez. Ağrı yarım saatten uzun sürer. Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı vardır. Nefes darlığı olur. Bazı insanlarda belirtiler çok gizli olabilir. Örneğin diyabet hastaları hemen hemen hiç ağrı duymazlar ve sadece nefes darlığı ve soğuk terleme şikayetleri olur. Bazı hastalarda mide ülseri veya pankreatit ağrısıyla kalp krizi ağrısı karıştırılabilir, ülser lehine yanlış yorumlanabilir. Ne Yapmak Gerekir? Bu belirtilerle karşı karşıya kaldığınızda derhal bir yere oturup dinleniniz ve hemen bir sağlık kuruluşuna ulaşmaya çalışınız. Dışarıdaysanız cep telefonuyla yardım isteyiniz. Kesinlikle yürümeye veya merdiven çıkmaya devam etmeyiniz. Çünkü aktiviteye devam etmek zaten oksijen alamayan kalbinizin oksijen talebini daha da artıracaktır. Son zamanlarda kalp krizi geçirildiğinin anlaşılması halinde bir-iki defa kuvvetlice öksürerek krizde oluşan ritm bozukluğunun düzeltilebileceğini ileri süren yayımlar çıkmıştır, ancak böyle bir yaklaşımın etkinliği henüz tam olarak kanıtlanamamıştır."