Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Erbil, bir kısım internet sitesi, yazılı ve görsel basın organlarında yer alan haberlere ilişkin açıklamada bulundu. Başkan Erbil, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; ‘Ben hepinizin bildiği üzere Adnan Erbil. 25 senedir Manisa’da ticaretle uğraşıyorum. 30 tane gıda markasının Manisa Distribütörlüğünü yapmakta ve ortağım olan aile bireylerimizle beraber şirketler topluğumuzda yanımızda 120 kişiyi istihdam etmekte ve şerefimizle çalışmaktayız. Fiilen ticaretle uğraşmakla birlikte 14 Şubat 2015 tarihinden bu yana da Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nda başkanlık görevini namusumla şerefimle yürütmekteyim. 26 Nisan 2016 tarihinde Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu toplantısına sağlık sorunlarım nedeniyle katılamadım. Yönetim Kurulu Başkanı olarak benim katılmadığım toplantıda Yönetim Kurulundaki arkadaşlar gündem dışı olmasına rağmen bazı kararlar almışlardır. Gündem dışı kararların alınması öncesinde sonradan öğrendiğim kadarıyla Odamızın Genel Sekreteri ve Genel Sekreter Yardımcısı toplantıdan çıkartılmıştır. Buraya kadar bir sorun bulunmamakta gibi görünmektedir. Ancak, önemli olan konu yokluğum fırsat bilinerek, darbe gibi tamamen art niyetli olarak alınan bu karar tamamen Yönetim Kurulu Üyelerinin bulunduğu toplantı sonrasında bilerek ve istenerek basına sızdırılmıştır. Böylelikle Odamızın mahrem olması gereken kararları basına sızdırılmak suretiyle Yönetim Kurulundaki arkadaşlar suç işlemişlerdir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Oda muamelat yönetmeliğinin 24 üncü maddesinin amir hükmünde şöyle denilmektedir; ‘‘Karar defterleri, karar özetleri ve toplantılar için elektronik cihazlarla yapılan kayıtlar Genel Sekreter veya görevlendireceği personel tarafından, şubelerde ise şube müdürü tarafından saklanır. Bunlar idari ve adli mercilerin talepleri dışında hizmet binası dışına çıkarılamaz.’’ Bu maddeye rağmen toplantı gündemi haricin de Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcısı Odamız dışına çıkarılarak alınan bazı kararlar basına sızdırılmak suretiyle yönetmelik hükümleri çiğnenmiştir. Basına yansıyan haberlerde sanki usulsüz iş ve işlem yaptığım, usulsüz harcamalar yaptığım ve kredi kartının da bu sebeple iptal edildiği gibi tamamen uydurma, kaynağı belli olmayan asparagas tabir edilen haberlerin çıkması sağlanarak böylelikle şahsımın ve aslında mensubu olduğum kurumun onuruyla oynanmaya çalışılmıştır. Öncelikle sunu belirtmek isterim ki; Allah’ıma sonsuz şükürler olsun benim Odamızdan gelecek bir kuruşluk paraya, maddi ya da manevi çıkarıma ihtiyacım bulunmamaktadır. Zira şirketlerimizde yaptığımız ticaretimizle Allah’ımıza hamd olsun ki, geçiniyor ve kimseye muhtaç olmuyoruz. Ayrıca Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla tüm Yönetim Kurulu Üyelerimizle Odamızdan huzur hakkı da almamaktayız. Zira buna ihtiyacım da yok. Şahıs olarak Odamızın makam koltuğu da bana lazım değil. Makam için görev asla yapmıyorum. Ben, Manisa’da Allaha çok şükür tanınan bir isimim. Benim tek gayem Manisa tüccar ve sanayicisine sektörün bir üyesi olarak hizmet edebilmek. Bu amaçla da etrafımızı bu amaç uğruna kullanmak. Manisa ve Manisalının hizmetinde olabilmek. Ben, başkanlık görevim sırasında siyasi rant hesabı da yapmadım. Bu makamı kullanarak Milletvekilliği, Belediye Başkanlığı ve benzeri makama gelmek gibi hiçbir düşüncem yok. Beni tanıyanlar iyi bilir. Şimdi bu açıklamalardan sonra sanki usulsüz harcama yapmışım gibi elimden alındığı iddia edilen kredi kartının tarafıma ait olmadığını, bu kartın aslında Oda Genel Sekreterimiz Sayın Fatih Özdümer’e ait olduğunu belirtmek isterim. Kaldı ki, Yönetim Kurulu tarafından tarafıma verilen harcama yetkisine rağmen hiçbir şekilde Odanın resmi ödemeleri haricinde kredi kartını kullanmadığımı gösteren banka ekstreleri yanımdadır, ve bunları siz değerli basın mensuplarına sunuyorum. Ayrıca, görevli olarak çıktığım İl dışı seyahatlerimde de yaptığım harcamalarımın tamamını da kendi cebimden yaparım. Bunu benimle seyahat eden tüm arkadaşlarım bilir. Bu tür harcamaları asla Odamızın muhasebe kayıtlarında bulamazsınız. Harcamaların tamamını da Oda Muhasibi Sayın Mehmet Yılmaz görür ve belgelerin arkasına paraf atar. Ancak bu Oda Muhasibi Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşım alınan bu karara imza atmıştır. Az öncede arz ettiğim gibi Yönetim Kurulu Üyeleri için Odalar ve Borsalar Birliği Kanununda geçen huzur hakkı ücretini de almadığı gibi, Odamızın iştiraki olan ‘BALO’ unvanlı şirketten de bu şirketin yönetim kuruluna seçildikten sonra hak etmiş olduğum huzur hakkı ücretinden de feragat ederek ilk günden bu yana bu ücreti de almamaktayım. Yönetim Kurulu Başkanı olduğum günden bugüne kadar Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği mevzuatının dışına çıkmadan, Odamıza doğru ve düzgün bir şekilde hizmet etmekten başka hiçbir düşüncem yoktur. Bu haberleri basına bu şekilde yansıtan, bunu bu şekilde haber yapan şahıslar ve kurumlar iddialarını ispat etmek zorundadır. Ben şahsım olarak bu haberi yapan kurum ve haberi yaptıran Yönetim Kurulu Üyeleri her kimse hepsi hakkında maddi ve manevi tazminat davası açacağım ve bununla yetinmeyerek Odamızın bağlı olduğu Bakanlıktan konuyla ilgili Müfettiş isteyerek benim dönemim ve benden önceki döneme ilişkin 5 yılın incelenmesini isteyeceğim. Bakalım o zaman bu yalan haberi yapan ve yaptıranlar ne yapacak. Teftiş sonucunu da siz değerli basın mensuplarına inceleme biter bitmez açıklayacağım. Bu hususun sonuna kadar takipçisi olacağım. Benim Oda Başkanlığı makamında oturmamdan rahatsızlık duyanların şapkaları düşecek ve kelleri görünecektir. Bu benim için namus meselesi olmuştur. Ben Adnan Erbil olarak kuru gürültüye pabuç bırakacak değilim. Benim emanet olarak oturduğum koltuğumda rahatsız olanlar bilsinler ki; Benim verilmeyecek hiçbir hesabım yoktur. Ancak bu ahlaksızca eylemi yapanlar unutmasınlar ki; hesapların görüleceği gün bu hesapta görülecek, ben bu ahlaksızlığı yapan kardeşlerime diyorum ki; hukuk önünde vereceğiniz hesabın yanında Allah katında vereceğiniz hesabı da düşünün. Muhasebenizi ona göre ayarlayın diyorum. Çünkü, eğer inanıyorsanız ilahi adalet şaşmaz. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygı ile selamlıyor ve takdiri yüce halkımızın vicdanları ile takibata geçtiğimde Yüce Türk Adaletine bırakıyorum’ açıklamasında bulundu.