özdağ; Pkk Eşittir Hdp, Hdp Eşittir Kck’dır
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Doç
Yayınlanma :
19 Ekim 2015 12:01
Güncelleme
: 19 Ekim 2015 12:01


AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ Manisa Öğretmenevinde Şehit Yakını ve Gazilerle bir araya geldi. Gerçekleşen buluşmada Şehit Yakını ve Gazilere önemli haklar kazandırdıklarını ve kazandırmaya devam edeceklerini belirten Özdağ’ın hedefinde PKK, KCK ve HDP vardı. HDP’nin Kürt ve Müslümanların haklarını savunmadığını kaydeden Özdağ, “Benim Kürt kardeşlerimden isteğim şudur; HDP’ye oy vermeyin. ‘Yolumuz, fabrikamız ve öğretmenimiz yok’ diyordunuz. Al işte veriyoruz. O halde neden insanları kaçırıyorsunuz? Neden okul yakıyorsunuz, köprü uçuruyorsunuz, baraja engel olmaya çalışıyorsunuz? Bunun tek izahı vardır. O da PKK eşittir HDP, HDP eşittir KCK’dır. Bunun başka bir izahı olamaz” dedi. Manisa’da ki Şehit Yakınları ve Gaziler Manisa Öğretmenevinde düzenlenen kahvaltılı toplantıda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ’ın konuğu oldu. Gerçekleşen buluşmaya AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, AK Parti Manisa Milletvekili Adayı İsmail Bilen, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, AK Parti Şehzadeler İlçe Başkanı Ahmet Tonguç, Şehit Yakınları ve Gaziler katıldı. ÇELİK; İNANCIMIZDA Kİ EN BÜYÜK MERTEBE ŞEHADET MERTEBESİDİR Şehit Yakınlarının ve Gazilerin konuk edildiği kahvaltılı toplantısında görüşlerini dile getiren Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, “Şayet bu toplantıda bir araya gelebiliyorsak bu hiç tereddütsüz bu cennet vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimize ve bu uğurda bedel ödeyen gazilerimize borçluyuz. Bizim inanç ve medeniyetimizde en büyük makam, rütbe ve payide şehadet mertebesidir. Böylesine büyük mertebeye yakınları ulaşmış Şehit Yakınları ve Gaziler elleri öpülesi insanlar. Bu uğurda bedel ödemiş Gazilerimiz her zaman için başımızın üstünde değer verdiğimiz dostlarımızdır. Şehzadeler Belediyesi olarak ta bugüne kadar Şehit Yakınları ve Gazilerimize elimizden gelen tüm desteği verdik. Bundan sonrada Allah ömür verdiği müddetçe Şehit Yakınlarımız en güzel şekilde karşılanarak en büyük değer onlara verilecek. Gazilerimiz hakkettikleri en güzel değeri alacaklar. Ama çirkin saldırıları yapanlar, kahpece, haince, alçakça bu ülkenin birlik ve beraberliğine kastedenler de kıyamete kadar lanetlenecekler, sonsuzluk aleminde edebi azaba musallat olacaklardır” dedi. BİLEN; ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİ İNCİTECEK HİÇ BİR İŞLEM YAPMAYACAĞIZ AK Parti Manisa Milletvekili Adayı İsmail Bilen ise konuşmasında, “Bizim inancımızın ve kültürümüzün gereği olarak çok değer verilen Şehitlik ve Gazilik ünvanları hepimizin hasretle, özlemle beklediği birer makamdır. Devletimiz bir sıkıntıya düştüğünde Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşına yakışır şekilde birliğimiz, dirliğimiz ve vatanın bölünmezliği hususunda tereddütsüz canımızı, kanımızı, organlarımızı veririz. Bunun da en yakın örnekleri Şehit Yakınları ve Gazilerimizdir. Bu nedenle hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın belirttiği gibi Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak, Şehit Yakınlarımızı ve Gazilerimizi rahatsız edecek, memnun etmeyecek, üzecek en ufak bir işlem dahi yapmayız. Bu konuda tüm milletimizin içi ferah olsun” şeklinde konuştu. Türkiye Gaziler Vakfı Başkanı Lokman Aylar ise AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ’a düzenlediği toplantıdan dolayı teşekkür ederek, Özdağ’ın desteğini her zaman hissettiklerini belirtti. TAYDAŞ; ŞEHİTLİK MERTEBESİNİN SAYGINLIĞI KORUNMALI Türkiye Harp Malulleri, Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Manisa Şube Başkanı Ümit Taydaş konuşmasında şehitlik mertebesinin kutsallığına değindi. Taydaş, “AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekilimiz Sayın Selçuk Özdağ’ın Şehit Yakınlarına ve Gazilerimize ne denli yakın ve bizler için her fırsatında yeni haklar konusunda gayret içerisinde olduğunu çok iyi biliyor ve kendisine teşekkür ediyorum. Ancak ülkemizde yaşanan acı olayları ve terörü göz önünde bulundurarak öncelikle şehitlerimizi bir kez daha burada hatırlatmak isterim. Hepsine duyduğumuz üzüntü, sıkıntı hepinizin malumudur. Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü, vatanın birlikteliğini, güvenliğini, geleceğe güvenle bakmasını sağlamak için bu insanlarımız hayatlarını vermişlerdir. Onları hiçbir zaman unutmamız mümkün değildir. Lakin Şehit Yakınlarının ve Gazilerin son zamanlarda üzen konuları burada dile getirmekte yarar görüyorum. Özellikle Suruç ve Ankara’da ki patlamalarda hayatını kaybeden kişilerin özellikle ulusal kanallarda, gazetelerde şehit gibi nitelendirilmesi, Şehitlere, Gazilere verilen hakları bu kişilere de verileceğinin söylenmesi camiamızda büyük üzüntüye, sıkıntıya sebep olmaktadır. şehitlik kavramının, gazilik kavramının ne kadar yüce bir kavram olduğu asla unutulmamalı. Bu şekilde şehitlik ve gazilik unvanlarının, bu şekilde şehitlik ve gazilikle alakası olmayan olayda hayatını kaybeden insanlara verilmesini biz uygun olmadığını düşünmekteyiz" diye konuştu. Bu konularla alakalı da Sayın Selçuk Özdağ’ın desteklerini bekliyoruz. Bu konuyla alakalı kanuni bir düzenleme olduğunu biliyor ve bunun en kısa zamanda Ankara’da parlamentoda düzeltilmesini arzu ediyoruz” dedi. ÖZDAĞ; BİZ PKK İLE DEĞİL EGEMEN GÜÇLERLE DÖVÜŞÜYORUZ Türkiye’de ilk terör faaliyetleriyle 1975’li yıllarda karşılaşıldığını belirten AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Fransa’da başlayan sosyalist ve komünist hareketler Türkiye’ye sıçradı. ‘Devrim kanla yazılır’ diyerek ve ‘Rus askerine selam dur, Türk askerini arkadan vur’ şeklinde sloganlar atıldı bu topraklarda. Birileri de, ‘Go home Yankie’ dediler ama ‘Welcom to Rusya, Çin’ diye eklediler arkasından. Ay yıldızlı bayrağımızı dağıtmadılar. Hep orak çekiçleri, kızıl yıldızlı bayrakları dağıttılar. Nihat Erim gibi Başbakanlarımızı öldürdüler. Gün Sazak gibi Bakanlarımızı öldürdüler. DHKPC-Dev-Yol, Dev-Sol, TİKKO gibi devlet düşmanı terör örgütlerinde bir araya gelerek Milletvekillerimizi, vatandaşlarımızı öldürdüler. Bunların böyle olmasnın mutlaka sebebi var. Biz Türkler olarak 93 yıl içerisinde siyasi istikrarı tam olarak sağlayamadık. Siyasi istikrarın olmadığı yerde ekonomik istikrar da olmuyor. Bu nedenle ülkemizde her 10 yılda bir darbe oldu. Bu darbeler ekonomimize, kültürümüze, siyasetimize zarar verdi. Eğitimde fırsat eşitliliğini sağlayamadık. Gelir dağılımında eşit bir dağılım yapamadık. Bunun sıkıntısı olarak Türkiye’nin yumuşak karınları oldu. Ekonomik sıkıntımızdan istifade ettiler çocuklarımızı ellerimizden aldılar. Çocuklarımız kopup gittiler ve yurt dışında okumak zorunda kaldılar. Egemen güçler bu yumuşak karınlarımızı sürekli kaşıdılar. Alevi – Sunni, Kürt-Türk diyerek bizi birbirimize kırdırmaya, bölmeye çalıştılar. Halbuki esas meselemiz zenginlik olmalıydı. 2. Cihan Harbini yaşayan batı dünyası milyonlarca insan ölmesine karşın çok çabuk toparlandı. ‘Her şey Almanya, İngiltere, Amerika için’ dediler. Son zamanlarda da Türk-Kürt kavgası adıyla Apocular adında bir örgüt kurdular. Daha sonra 1979’da PKK olarak değiştiren bu örgüt ve terör yüzünden toplam 50 Bin kişi öldü. Bunlar egemen güçlerin maşasıydı. Biz PKK ile dövüşmüyoruz, biz egemen güçlerle dövüşüyoruz” dedi. PKK EMPERYALİSTLERİN TAŞERONU PKK’nın içerisinde 15 civarında emperyalist ülkenin eli bulunduğuna dikkat çeken Özdağ, “PKK bu egemen güçlerin taşeronluğunu yapıyor. PKK vekaleten dövüşen bir örgüt. Fakat bu topraklarda çok hain var. Geçmişte şu veya bu şekilde ayağını bastıklarımızın çocukları şimdi ay yıldızlı şerefli bayrağımızdan, Türkiye’den ve bizden intikam almak istiyorlar. Türkiye’nin güçlü ülke olmasını istemiyorlar” diye konuşarak sözlerine şöyle devam etti; “İki de bir bizi suçlayarak ‘şunu yapmadınız, bunu yapmadınız’ diyerek Kürt sorunundan bahsediyorlar. Türkiye’de Kürt sorunu değil Terör sorunu vardır. Çünkü Kürt sorunu AK Parti iktidarları döneminde bitmiştir. Gazete, televizyon, üniversite serbest. Mahkemelerde savunma serbest. Anadolu ajansı Kürtçe yayın yapıyor bu da serbest. Peki ne istiyorsunuz. Kürtler ve Türkler bir olmuş. Siz bizi nasıl ayıracaksınız. Benim Kürt kardeşlerimden isteğim şudur: bu HDP’ye oy vermeyin. ‘Yolumuz, fabrikamız ve öğretmenimiz yok’ diyordunuz. Al işte veriyoruz. O halde neden insanları kaçırıyorsunuz. PKK eşittir HDP, HDP eşittir KCK’dır. Bunun başka bir izahı olamaz.” DEMİRTAŞ’IN GÜCÜ YETİYORSA ÖNCE PKK’YA ÇAĞRIDA BULUNSUN Selahattin Demirtaş’ın ‘Ben polisin de cenazesine giderim’ sözlerine atıfta bulunan Özdağ, “Eyy Selahattin Demirtaş! Şayet sen, ‘Polis ölmesin, asker ölmesin’ diyorsan önce dağdaki 3-5 bin kişiye de ki ‘Bırakın silahı, biz siyaset yapmak istiyoruz’ de. Gelin yüzde 50 oy alın sizi alkışlayalım. Gelin Türkiye’ye, vatanın bölünmez bütünlüğüne inanın. Gelin bir problemi söyleyin. Trafikte sorun varsa onu söyleyin. ‘Burada bir park yok, burada insan hakları ihlali var’ deyin. Ama nerede sizde o yürek? Demirtaş ve yanındakiler her gün çıkıp ‘Gerilla, gerilla’ diyorlar’ ama PKK’ya ‘Bırakın o silahları’ diyemiyorlar” şeklinde konuştu. SADECE SİLAH BIRAKMALARI YETERLİ DEĞİL Doğu ve Güneydoğu’da sivil halka zarar verilmesinin istenmediği için şehitlerin olduğunu aktaran Özdağ, “Amerika, Almanya, İngiltere bizi takip ediyor. ‘Burada insanları öldürsünler. Sonra gelelim Türkiye’ye müdahale edelim’ diyorlar” dedi. PKK’nın sadece silahlı bırakmakla sorunun çözülmeyeceğini ifade eden Özdağ, konuşmasına şöyle devam etti: “HÜDAPAR, AK Parti, CHP, MHP, Saadet Partisi gibi partiler orada parti binalarını açacaklar. Yani demokrasiyi içselleştirecekler. Bunlar istiyorlar ki orada bir parti olsun baskı yapalım herkes o partiye oy versin. Böyle demokrasi olmaz. Bunların yaptığı ırkçılık ama ırk yarış atları için geçerlidir. Kürt’ün partisi diye bir şey olmaz” dedi. ANKARA’DA ÖLENLERLE İLGİLİ DÜŞÜNÜLEN KANUN 18 AY ÖNCE ÇIKTI Ankara’daki patlamada hayatını kaybedenler ve yaralananlarla ilgili yürütülen çalışmaya açıklık getiren Özdağ, kanunun 18 ay önce çıkarıldığını hatırlattı. Özdağ konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Geçen gün bir saldırı oldu. Ankara’da bombalı eylem. Orada yüzün üzerinde insan öldü. Hangi fikre mensup olurlarsa olsunlar. Mesela Suruç’ta. Ben Suruç’a gidip Kobani’ye oyuncak götüreceğiz diyen o çocukların fikirlerine katılmıyordum. Ben Komünizme karşıyım. Ben Marksizm’e karşıyım. O çocukların hangi niyetle olursa olsun orada öldürülmelerine karşıyım. Onlar eylem yapıyor orada. Nasıl bir eylem? Sadece sesle, izinle. Hukuk devletinde Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na riayet ederek herhangi bir yerde yürüyüş yapabilirler. Herhangi bir fikirde seslerini yükseltebilirler ellerine silah almamak şartıyla. Ortalığı yıkmamak, yakmamak şartıyla. Ben Suruç’taki olayda da yine aynı şekilde o insanların o şekilde bir ölümle karşı karşıya gelmelerini istemem. Herkes yaşasın, fikirler çarpışsın hakikat şimşeği doğsun. Biliyorsunuz daha önce Afyon’da bir patlama oldu. Orada askerlerimizle birlikte siviller de öldüler. Daha sonra Uludere’de bir bombalama eylemi oldu. Orada vatandaşlar, bazı kaçakçılar, sivil vatandaşlar öldüler orada. Aynı zamanda Türkiye’de çeşitli yerlerde bombalar patladı. Bunlarla ilgili bir kanun çıkartalım istedik. 5213 sayılı yasa. Sivil terör mağdurlarıyla ilgili bir yasa. Şurada herhangi biri bizleri tarayabilir. Burada sizler bir vatandaşsınız. Burada bir terörist eylemi yaptı. Bu vatandaşlarımızın hiç mi hakkı olmasın dedik. Bunların da hakları olsun. Şehitlerimiz ve gazilerimize 2 bin 300 ile 3 bin lira arası maaş veriyoruz. Onlar bizim başımızın tacı ama bu tür sivil terör mağdurlarıyla ilgili de 18 ay önce çıkarttık. Bunları da bir hak verelim maaş bağlanması 400 lira civarında. Ölenlerle ilgili 800 lira civarında. Ama bir geliri yoksa, sosyal güvencesi yoksa diyerek küçük de olsa bir tazminat verelim dedik. Ankara’da bir eylem oldu. Orada 100’ün üzerinde kişi öldü. Bu insanlar da bu kanundan faydalanıyor. Kanun çıktığı zaman Kürt, Türk, Alevi, Sünni, sağcı, solcu, HDP’li, MHP’li, CHP’li, AK Partili diye ayırmaz. Herkes faydalanır. Bunu istismar etmek istiyorlar. Sanki yeni çıkmış gibi bir kanun. Bu kanun daha önce bu mağdurlarla ilgili çıkartmıştık."